İki günlük baş ağrısı, vücudumdaki ağırlık, sık sık boğaz düğümlenmesi… ve derken, bi anda dökülen cümleler, hiç beklenmedik anda düşünmeden ‘gönder’ tuşuna basmak, gelen cevabı da okuyup hızlıca herşeyi silmek… tüm mesajları, tüm anıları, tüm yaşanmışlıkları, tüm duyguları, evdeki eşyaları, son verdiğin Edgü kitaplarını, fotoğrafları… Böyle mi oldu? Hayır.
O zaman baştan alalım, baş ağrısı, ağırlık, boğaz düğümlenmeleri…
bu sefer ağlamayı da ekliyorum çünkü hikayemizde onun yeri ayrı. ve derken,
ayrılık mesajı, bunu kabul eden karşı
cevap. Ve sessizlik… uzun süren, günler, geceler, mevsimler süren bir
sessizlik.
O kadar gürültünün üzerine hakedilmiş, ihtiyaç olan - sanki,
hiç bitmeyecek bir sessizlik…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder